sifali aloe vera
Aloe Vera; çeşitli Aloe (Liliaceae) familyası yapraklarından çıkartılan usarenin (öz), güneşte veya ısıtılarak yoğunlaştırılması ile elde edilen bir maddedir. Bu madde, koyu kahve renkli, parlak veya mat görünüşlü, özel kokulu ve acımsı lezzetli parçalar veya kütleler halindedir. Dış görünüşü elde ediliş şekline bağlıdır. Suda kısmen, alkolde ise tamamen çözünür. Aloe türleri genellikle Afrika da yetişen çok yıllık ve yaprakları dikenli bitkilerdir. Halen ticari olarak Aloe hepatica ( Aloe Curacao Aloe barbadensis) ve Aloe lucida ( Aloe ferox Aloe Capensis) olmak üzere iki cins Aloe Vera Ekstresi bulunmaktadır. Aloe hepatica cinsi diğerinden daha kaliteli olup; burada tanıtacağımız Aloe Vera Ekstresi; Aloe hepatica cinsine ait, Aloe barbadensis türünden elde edilmiştir. Aloe Vera nın anavatanı Afrika olup; çöl zambağı, ölümsüzlük bitkisi ve ilaç bitkisi isimleriyle de bilinmektedir. Amerika ve Japonya da ise kültür bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Tarihi kayıtlardan, M.Ö 1500 yıllarında bile Eski Mısır da yanık (Aloe vera nın taze yaprakları kırıldığında veya kesildiğinde akan sıvı doğrudan yanıklara tatbik edildiğinde hem kabarcık oluşumu hem de yanık ağrısı giderilmektedir.) , enfeksiyon ve parazit tedavisinde kullanıldığı, ayrıca ünlü Mısır kraliçesi Kleopatra nın cildini taze tutmak için aloe vera ile masaj yaptırdığını, Napolyon un eşi Josephine nin yine bu maddeyi ünlü süt banyosu terkibine eklediğini öğreniyoruz. Ayrıca Afrikalı avcılar onu ciltlerine sürerek terlemeyi ve vücut kokusunu gidermek için kullanmaktadırlar.
1930 lu yıllardan beri yapılan Aloe Vera hakkındaki araştırmalar; yapraklarından elde edilen usarenin (öz) yaraları (Ameliyat yaraları dahil), ülserleri ve yanıkları üzerlerinde koruyucu bir tabaka oluşturarak hızla iyileştirdiğini ortaya koymuştur. Yaprakların %96 sı sudan oluşmakta olup; Geriye kalan içeriği temel yağlar, amino asitler, mineraller, vitaminler, enzimler, glikoproteinler (glicoproteins), rezin ve antrasen veya antrakinon türevlerinden oluşmaktadır. Bu türevlerden en önemlisi Aloin (Barbaloin) dir. 1930 lu yıllardan beri; kolit (kalın bağırsak iltihabı) ve peptik ülser gibi sindirim yolları tahrişlerine karşı kullanılmasının yanı sıra, sindirim kolaylaştırıcı, şişkinlik giderici, kan ve lenfatik dolaşıma (Lenfatik Sistem: Hücreler arasındaki biriken sıvıyı lenf damarları aracılığı ile uzaklaştıran sistem), böbrek, karaciğer ve safra kesesi fonksiyonlarına yardımcı olarak da kullanılmaktadır. Aloe vera, en azından üç anti- inflamatuar etkili yağ asiti de içermektedir. Bu yağ asitleri; mide, ince bağırsak ve kolon (Kalınbağırsağın kolon denilen bölümü) üzerinde yardımcı etkiye sahiptir ve sindirim güçlüğü veya hazımsızlığın neden olduğu aşırı asitliliği (fazla mide asidi) önlemek için sindirim sıvılarını doğal olarak alkali hale getirir ve sindirim yollarını temizler. Aloe vera içerisinde yakın zamanlarda bulunan bir bileşik olan acemannan ın ise vücudun doğal direncini (Bağışıklık sistemi) artırma yeteneği üzerindeki çalışmalar devam etmektedir. Şu ana kadarki çalışmalar; acemannan ın T-lenfosit hücrelerini destekleyerek bağışıklık sistemine yardımcı olduğunu göstermiştir. İçerdiği ağrı ve yanıkları iyileştirici maddeler ise; salisilatlar, bradykinnase ve lactate (Laktik asit tuzları) dır. Ayrıca Aloe vera, yanıklarda bölgeye kan akımını arttırarak iyileşme sürecine yardımcı olan maddeler de içermektedir. Aloe vera kabızlığa karşı, bağırsak yumuşatıcı olması sayesinde laksatif olarak da kullanılmaktadır. Aloe vera nın önemli bir kullanım alanı da cilt ve cilt hastalıklarıdır. Yapılan araştırmalar aloe vera nın cildi nemlendirdiğini, güneş yanığı ve cilt kızarıklıklarına iyi geldiğini, cildin esnekliğini ve tazeliğini korumaya, akne (sivilce) ve ekzemayı kontrol altına almaya da yardımcı olduğunu göstermiştir. Ayrıca Aloe vera, böcek veya sinek ısırıklarından veya alerjiden kaynaklanan kaşıntıya da iyi gelmektedir. Yapılan araştırmalara göre Aloe vera nın cilt üzerindeki iyileştirme gücü, cilt yada derideki oksijen miktarını ve doku sentezini arttırmasından ileri gelmektedir.
Gonderen: flatcast tarafindan paylasilmistir
Tarih: 08.04.2014 tarihinde gonderilmistir
Konuya Yorum Yaziniz
Konuya cevap yazma izni verilmemis izin verilmesini bekleyiniz